Çarşamba, Ağustos 18, 2010

aptal kutusu




Dün akşam misafirliğe gittiğimizde mecburî şekilde maruz kaldığım "Survivor" işkencesi sonrası bir kez daha farkına vardım ve onayladım ki, çok ekstrem durumlar haricinde, televizyon denen alet tamamen bir "aptal kutusu"na dönüşmüş durumda. İşin kötüsü bunun bilincinde olduğum halde, ortama ayak uydurup, gaza gelmiş bir şekilde olaya ben de dahil oldum.

Adını sanını bilmediğim 4 tane adam, ev ahalisinden öğrendiğim kadarıyla bu erkeklere (ve hatta daha önce yarışmada olan tüm erkeklere) kafa tutan 1 kadın. Birbirlerinin kuyusunu kazmaya çalışıyorlar. Bu arada tamamen iç güdüsel olarak tüm entrika içerikli ve alengirli cümleleri kurup birbirlerinin aklını çelmeye çalışıyorlar. Biz de oturup seyrediyoruz ve hatta üstüne yorum yapıyoruz !

Olayı Acun Ilıcalı'nın "show business"taki başarısına bağlamayacağım ama arkadaş, cidden "televizyon" uyuşturucu halini almış. Kendi ailenizde, kendi çevrenizde duyduğunuzda ağzınız açıkta kalıp hayretle karşılayacağınız olayları, televizyonda görünce çok "olağan" karşılıyorsunuz. Sanki hergün bu tür çarpıklıklar olabilirmiş gibi...

Seda Sayan, 7 Kocalı Hürmüz'e kafa tutarken, onun kokulu öpücüklerini yanaklarınıza kondurabiliyorsunuz ama komşunuzun kocası onu aldatırsa "kepaze herif" oluyor.

Eğlenirken zehirleniyoruz, haberimiz yok !

(var mısın yok musun başlamış, aman kaçırmayayım...)

3 yorum:

Silent Traveller dedi ki...

Sizinle aynı düşünceleri paylaşıyordum.TV'lerde gösterilen dizilerin ve programların çoğu maalesef azıcık düşünen ve muhakeme yeteneğini kullanan insanlara hakaret ediyor. İnsanları aptallaştırıyor. İnsanlar, günlük hayatlarında orada gösterilen sanal dünyayı gerçek hayatlarına sistemli bir şekilde eklemliyor.Hatta sizi dizilerdeki bir karakterle özdeştleştirip kategorize bile ediyorlar. Yalnız, çok kalite yayınlar yapan TV kanalları da var(şükürler olsun!)Önyargılardan sıyrılıp onları izlemek lazım. Çoğu kimse bunlar dincilerin kanalları diye uzak duruyor. Örneğin Mehtap TV'de hafta arası her akşam 21.00'de düşünce kuşağı var. Gün içinde ve hafta sonu dini programlardan tutunda fotoğrafçılığa kadar farklı yelpazede konular görebilirsiniz. İnsanın içindeki entellektüel açlığı doyuruyor. Sonra Ülke TV'de Akşam 20.00 dan sonra çıkan "Sıradışı" Programını şiddetle tavsiye ederim. Çok farklı konu ve konuklar var. Bir de Ülke TV'de bir ara " Meksika Sınırı" vardı. Hafta sonu "Nöbetçi Filozof" diye bir programı var bu Ülke TV'nin. Eğer Muhafazakar kanallara alerji oluyorsanız, bu alerjiye biraz direnip sözü edilen programları bir süre takip etmenizi öneririm. Belki de bunlardan birkaçından haberdarsınızdır.

The Metonian dedi ki...

televizyon izlemeyi bıraktığım için, söylediğiniz programlardan haberim yok ama aklımda tutacağım (:

. dedi ki...

televizyonunuzda uydu yoksa ve bizim evdeki gibi 4 kanala muhtaç durumdaysanız ve o evde hastalanıp yorgan döşek yatmak zorunda kalırsanız işte o zaman televizyonun insan üzerindeki etkilerini açıkça görebilirsiniz:D tek kelimeyle facia bro ya :D

Back to Top